8 Eylül 2009 Salı

Merhaba :))

Nicedir uğrayamadım sayfama...

Sakin arkadaş :)) teşekkür ederim ilginize.
Hem kendimden, hem sayfamdan uzak kaldım biraz. Dünyasal işler derken, zaman kendi zamansızlığında uçup gitmiş işte.
Yeni oluşumların doğum sancıları vardı yüreğimde. Bir kaç haftadır, kendime doğru yine yeniden yollar ararken; içimde ne olduğunu bilmediğim taşınmalar var... ben bunları yazarken :)) evin sevimli çocukları; çıtır, pıtır, halime :)) kuşlar şakımaktalar. duymayı unutmamışım da, anlamayı yeniden öğrenmem gereken zamanlardayım... neler saçmalıyorum kim bilir değil mi? geçer geçer... bu yeniden buluşmanın sıkıntılı gibi duran uzak kucaklaşmaları kendimle...
az kaldı... yine buradayım...
sevgiler
Zurli :))

30 Ocak 2009 Cuma

Ürün Resimleri

Arkadaşlar,

En kısa zamanda blog sayfama ürünlerin resimlerini de ekleyeceğim...

Bilginize :))

Biralı ve Kırmızı Şaraplı Ekmek

Bu tarif, istanbul'a yapacağım bir seyahat sırasında hayat buldu. Yolculuklara çıkılmadan önce genellikle evde olan yiyecekler tüketilir bilirsiniz. Uzunca bir süre de evde olmayacağım için, yola çıkarken evde kalanlardan bir ekmek yapayım dedim... hoş da oldu hani. Paylşmak istedim...

Malzemeler
2 su bardağı un
½ su bardağı yulaf ezmesi / veya kepek tozu (hangisi daha cazip gelirse)
2 çorba kaşığı toz şekeri
1 tatlı kaşığı tuz
Taze çekilmiş karabiberi
1 paket kabartma tozu
1 çay kaşığı karbonat
2 çorba kaşığı tane kimyon
2 çorba kaşığı keten tohumu
2 çorba kaşığı yabani kekik

60 gr ayçekirdeği içi

1 su bardağı bira

1/2 su bardağı kırmızı şarap
1/2 su bardağı sıvı yağ (zeytinyağını öneririm)
3 yumurta
1 su bardağı kalın rendelenmiş peynir (chedar çok yakışıyor)

Haydi Yapalım
Kuru malzemeler kendi aralarında karıştırılır ve diğer malzemeler ilave edilerek, kek hamuru kıvamında bir hamur elde edilir. Yağlanmış ve hafifçe unlanmış baton kek kalıba hamur dökülerek daha önceden 180 derecede ısıtılmış fırında, 55 – 60 dakika kadar pişirilir.

*Arzu edilirse, zeytinyağında bekletilmiş, doğranmış kuru domates ve 2 diş ezilmiş sarımsak da ekmek hamuruna eklenebilir.

*Daha sonraki çeşitlemelerde, aynı tarife dilim jambonda ekledim, fena olmadı.
*Yine aynı hamura, kuru kayısı parçaları ve köremen otuda ilave ederek denediğimde çok hoş ve değişik bir lezzet yakalım.
*Tane kimyon yoğun bir aromaya sahip olduğundan, arzu ederseniz miktarını azaltabilir veya hiç kullanmayabilirsiniz. Değişik tatları evlendirmeyi çok sevdiğim için :)) rezene tanecikleri, anason ve kereviz tohumunuda ekmek de severek kullanıyorum.
* Köremen, daha çok Ege yöresinde bahar aylarında bulunan bir sebze. Pırasaya yakın bir tadı bulunmakta. Görünümü itibariyle taze soğan gibidir. Değişik tadı sayesinde çiğ olarak salatalara veya kavrularak yenilmekte. Bulmakta zorluk çekerseniz, ince pırasa kullanmanızı veya kokusa rağmen 'yerim' derseniz taze sarımsak da oldukça yakışır.
Afiyetle,
Sevgiler
Zurli :))

Sardalye Dolma

İlk yemeğimize Zoi ile başlamak istedim. Oldukça değişik ve leziz bir tadım sunan bu yemeği yeşil salata ve şarap eşliğinde servis etmenizi öneririm. Haaa tabii sevdiklerinizle bir arada :)))

Malzemelerimiz
1 kg sardalye (ayıklanmış olanları almanız işiniz kolaylaştıracaktır)
100 gr ufalanmış ekmek içi
1 çorba kaşığı zeytinyağı
2 diş ezilmiş sarımsak
Kıyılmış maydanoz
2 tane rende soğan
1 tatlı kaşığı limon suyu
60 gr kapari
60 gr siyah çekirdeksiz zeytin
40 gr kuş üzümü
40 gr dolma fıstığı
Tuz ve taze çekilmiş karabiberi

Hadi Yapalım
Balıklarımızı eğer ayıklanmış alamadıysanız, kafalarını kopararak ve kılçıklarını da çıkararak ayıklayalım, yıkayalım ve onlar süzülürken, bütün malzemelerimizi kendi aralarında karıştıralım. İsterseniz zeytin dilimlerini biraz ufaltabilirsiniz. Hazırlamış olduğumuz malzemeden bir çay kaşığı yardımı ile alarak, balıklarımızın baş kısmına koyarak, kuyruk kısmına doğru yuvarlayalım. Balık rulolarımızı hafifçe yağlanmış fırın tepsisine dizelim. Damak tadınıza uygunsa aralara bir kaç adet defne yaprağı eklemenizi tavsiye ederim. Hazırladığımız bu ruloları fırında, 170 derecede yaklaşık 20-25 dakika pişirerek servis edebilirsiniz.
*Balıkların kurumamasına dikkat ederseniz lezzeti muhteşem.
*Pişirmeden önce 1/2 çay bardağı kadar beyaz şarap ile balıklara aroma katmanız olası.
*Ekmek kırıntısını sık kullanıyorsanız, bayat ekmekleri blenderdan geçirip un haline getirerek dondurucuda her an kullanıma hazır halde bulundurabilirsiniz.
*Maydanozuda ayıklayıp, yıkadıktan ve kuruttuktan sonra buzdolabı poşetlerinde dondurucuda muhafa ederek her an taze halde el altında bulundurabilirsiniz.
Afiyetle
Zurli :))

ZURLİ

Yunanca'da 'zır deli' anlamına gelir. Uçuk kaçık hallerimin en güzel ifadesi Zurli.
Kırkı bir geçe, bu lakapla yaşamda yürümemde büyük desteği olan Babam Turgay ve Annem Zoi'ye ne kadar teşekkür etsem azdır. Millerce öteden, dokunup sarılamasak da, öpüşüp koklaşamasak da, varlıklarının bir adım yanımda olduklarını bilerek yürümek, bana kattıkları en büyük zenginlik diye düşünüyorum. Hiç bir yargılamanın ve sorgulamanın olmadığı, her ne olursa olsun sıcacık yüreklerinde her daim yer bulduğuma hiç şüphe etmeden inandığım ailemin yanımda olması o kadar güzel ki... ablalarım Rosalie ve Funda; isimleri gibi çiçek çiçek kokularıyla, varlıklarıyla, taş döşeli yollarda adımlarımlarını adımlarıma denk düşürerek benle yürüyorlar. Onlarla öğrendim sevginin koşulsuz verilişini, onlarla öğrendim birliğin kocamanlığını. Diliyorum, herkesin böyle bir ailesi vardır.
Sevgiden söz edince, sevgiliden söz etmeden olur mu hiç :)) olmaz elbette. Sofra Dergisinde çıkan yazılarımı takip edenler bilirler Can'ı. Can, yorgancı. Satenlere desenler çizer, resimler yapar. Ne zamandır edinmek istediğim yastığımızı dikiyor şimdilerde. O çok eski zamanlardan kalma, anneannemin çeyizinde olan uzun tek yastıklardan. Hani "bir yastıkta kocayın" lafının doğrulunu kanıtlarcasına. Ben de, yastığımıza beyaz bir kılıf dikip, yanlarına da dantel işlemeleri yapacağım. Yaş aldıkça geçmişe özlem bir tek bende mi oluyor acaba diye düşünmeden edemiyorum. Bakalım sizlerin bu konudaki fikirleri neler?
Yemeğe dair ne varsa; tatlı-tuzlu, acı-ekşi... hayatta da olduğuna inanlardanım. Bunun içindir ki, mutfak yerine 'yaşam' dediğim kısımla hayli iç içeyim yemenin ve içmenin büyüsünde. Bu yaşam alanında olmaz olmazımın en başında müzik geliyor. Özellikle son zamanlarda o değişik ses rengi ile Suzan Kardeş'in yemek yaparken veya hamur açarken yanı başımda bir iskemleye oturarak şarkılarına eşlik etmeme izin vermesine bayılıyorum. Hele bir de kurabiye boyuyorsam, neşeli de bir ezgi varsa dilinde... camdan beni gören varsa tam adıma yakışır şekilde Zurli diye hayretle bakakaldıklarına eminim :)) Fakatttt, sevgili Sezen Aksu'yu ve Muammer Ketençoğlu'nu söylemezsem çatlarım :))
Sevgi ve mutlulukla bir arada bulunacağımız, hoş ve değişik tatlarla bir arada olmak için hazırladım bu blog umarım değişik öneri ve fikirlerle zenginleşir, kocamanlaşır.
En içten sevgilerimle,
Ağzınız tatlı, yaşamınız rengarenk olsun.
Zurli :))